Nafaka Artırım Davası Nedir? Nafaka artırım davası, nafaka alan tarafın, değişen koşullar nedeniyle nafaka miktarının gözden geçirilmesini talep ettiği bir hukuki süreçtir. Bu talep, nafaka ödeme yükümlüsünün maddi durumunun iyileştiği veya nafaka alanın maddi ihtiyaçlarının arttığı durumlarda sıkça görülür. Boşanmadan sonra hakim tarafından belirlenen nafakanın artık güncel dönemin şartlarına uygun olmadığı hallerde, ödenen nafakanın artırılması veya azaltılması gerekebilir. Örneğin, nafaka alan işsiz kaldığında veya nafaka alanın sağlık durumu kötüleşip masrafları arttığında nafaka artırım davası açılabilir.
Nafaka artırım davası, mahkemeye başvurularak başlatılır ve mahkeme, tarafların delillerini değerlendirerek nafaka miktarını arttırma kararı verebilir. Bu karar, tarafların gelir, gider ve ihtiyaçlarına göre belirlenir. Mahkeme, nafaka artırım davalarında adil bir çözüm sağlamak amacıyla çeşitli faktörleri dikkate alır.
Nafaka, herhangi bir dava açılmaksızın nafaka yükümlüsü ve nafaka alan taraf arasında anlaşmaya varılarak da artırılabilir. Fakat bu şekildeki bir anlaşmanın hukuki açıdan bir icra edilebilirliği olmadığından dolayı mahkeme tarafından nafaka arttırılması kararı verilmesi daha isabetli olacaktır.
Nafaka Artırım Davası Şartları:
Türk Medeni Kanunu’nda düzenlendiği üzere nafaka artırımı için belirli şartların oluşması gerekmektedir.
Bahsedilen şartlar Türk Medeni Kanun’un 176. maddesinin 4 ve 5. fıkralarında ve bunlara ek olarak 331. maddesinde kendilerine hukuki dayanak bulmaktadır.
Türk Medeni Kanunu 176. madde 4. ve 5. fıkraları şu şekildedir;
“Madde 176: (4) Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
(5) Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”
Kanunun lafzından anlaşılabileceği üzere nafaka yükümlüsü ve nafaka alan sıfatlarındaki taraflardan herhangi birinin ekonomik veya sosyal durumunda ciddi değişiklik olması halinde hâkim verilen nafakanın ne yönde bir değişiklik olacağına karar verebilecektir.
Bunun dışında Türk Medeni Kanunu’nun 331. maddesi;
“Madde 331- Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”
Gösterilen kanun maddelerinde de bahsedildiği üzere tarafların birinin veya ikisinin ekonomik durumunda ciddi değişiklikler olması ya da karşı tarafın ödemesi gereken nafakanın dönemin koşullarına göre artış göstermesi gereken yerlerde hakkaniyet gereği nafaka artırımı şartları aranmaktadır. İşbu şartlar:
-
Nafaka alacaklısı olan kişinin zorunlu ihtiyacı olan giderlerinin artış göstermiş olması ya da iştirak nafakasının konusu olan çocuğun ihtiyaçlarının artmış olması,
-
Nafaka yükümlüsü sıfatındaki tarafın güncel gelir durumunun ve bunun yanında refah düzeyinin nafakanın tayin edildiği zamana göre artış göstermesi,
-
Nafaka yükümlüsü olan tarafın nafaka yükümlülüğünün son bulmamış olması
-
Güncel olarak ödenen nafaka miktarını ile birlikte nafaka alacaklısı olan tarafın alım gücünün enflasyona karşı güç kaybetmiş olması
Nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldıran hallerden olan nafaka yükümlüsü olan eşin başka bir kişiyle evlenmesi, nafaka alan eşin mal varlığının iyileşmesi, nafaka yükümlüsü olan tarafın vefatı, iştirak nafakası alan tarafların ortak çocukları söz konusuysa çocuğun 18 yaşına gelip reşit sayılması (çocuk öğrenimine devam ediyorsa nafaka devam eder), nafaka yükümlüsü olan tarafın mal varlığında ciddi bir eksilme oluşması veya tarafların nafaka yükümlülüğünün bitmesi konusunda anlaşmaya varmaları durumlarında önceden açılmış bulunan nafaka artırım davası konusuz kalacak, yukarıda belirttiğimiz koşullardan olan nafaka yükümlülüğünün son bulmaması şartı sağlanamadığında ötürü nafaka artırım davası da açılamayacaktır.
Nafaka Artırım Davası Ücreti
Nafaka artırımı davalarında mahkeme masraflarından ayrı olarak vekile verilecek vekalet ücreti bulunur. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 9. maddesi gereğince nafaka artırım davası vekalet ücreti mahkemece kararlaştırılan yeni nafakanın bir yıllık toplamı üzerinden nispi şekilde belirlenecektir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde düzenlendiği üzere bu 2023 yılı itibariyle nafaka artırım davası vekalet ücreti en az 9.200 Türk Lirası şeklinde karar kılınmıştır.
Nafaka Artırım Davasının Reddi:
Açılan davanın mahkemece reddi mümkündür. Söz konusu davada mahkeme, yukarıda sayılan şartları inceleyip varlıklarını teyit edecek, bu şartların yokluğunu tespit etmesi veya şüphelenip uzman görüşü istemesi ve uzman görüşünün vekilin talebinin tam tersi şekilde olması halinde ise davayı reddedecektir.
Nafaka artırımı talebiyle açılmış bir davada karşı tarafın değişen koşullar sebebiyle nafakanın azaltılması veya tümüyle kaldırılmasını istemesi halinde ise hâkim, davalı talebinde kesin olarak haklı olsa bile bu talebi kabul edemeyecek, nafakayı azaltma veya tümden kaldırma kararında bulunamayacaktır. Bunun sebebi ise davalı kişinin talebini nafaka artırımı konulu bir davada öne süremeyecek olmasıdır. Davalı sıfatıyla mahkemede bulunan kişi bu talebini karşı dava olarak alıp bunu söz konusu karşı davanın konusu haline getirmelidir. Buradan çıkarılacak sonuç ise kişinin nafaka artırımı talebiyle açtığı davada hâkimin nafaka alan sıfatındaki davacıya ödenen nafakayı azaltma veya kaldırma gibi bir yetkisinin bulunmaması en fazla nafaka artırım davasının reddi şeklinde bir karar verilerek davayı bu şekilde sonuçlandırabilecek olmasıdır.
Aynı şekilde ortak çocuk için de çocuğun nafaka artırım davası açılabilecektir. İştirak nafakası ödemekten sorumlu kişiye açılan bu dava ile masrafları artan örneğin orta öğretimi bitirip yüksek öğretime başlayacak olan çocuğun masraflarının artması sebebiyle nafaka artırım davası şeklinde mahkemeden böyle bir talepte bulunabilecektir. Mahkeme talebi inceleyerek bu talebe karşılık kabul veya ret şeklinde karar verecektir.
Nafaka Artırım Davası Nasıl Açılır?
Mahkemenin vermiş olduğu nafaka miktarı kesin hüküm olmaması sebebiyle üzerinde değişiklik yapılamayacak mutlak bir miktar değildir. Tarafların durumlarına göre artış azalış gösterebileceği gibi tümüyle de kaldırılabilecektir. Bunun dışında önceden tayin edilmiş olan nafaka, dönemin değişen koşulları veya enflasyon ile alım gücü düşüşü gibi durumlardan ötürü yeterli gelmiyorsa söz konusu nafaka artırımı davası açılır.
Anlaşmalı boşanma durumunda boşanan çift kendi arasında iştirak ve yoksulluk nafakası belirleme durumunda bile daha sonrasında anlaşmalı boşanma sonrası nafaka artırımı davası açılabilecektir. Anlaşmalı boşanmada çiftlerin nafaka artırım hakları ortadan kalkmaz.
Nafaka artırım davasını açmak için dava dilekçesi yazılmalıdır. Söz konusu dilekçede kanunca belirtilen hususların olması elzemdir. Bu hususların dava dilekçesinde bulunmaması davanın seyri açısından geri dönülemeyecek kayıplar oluşturabileceğinin yanı sıra davanın tümüyle kaybedilmesine de yol açabileceğini belirtmek gerekir.
Dava dilekçesinin yanında dilekçenin ekinde daha önceden öne sürülen iddiaları ispatlayacak şekildeki delillerin öne sürülmesi gerekecektir. Nafaka artırımı davası basit yargılama usulüne tabi bir dava çeşididir. Bu şekilde olması kısa sürede sonuç bulmasına olanak tanımaktadır. Aynı zamanda yine basit usulle takip edilen bir dava olmasından ötürüdür ki, dava dilekçesinde dosyaya eklenmesi talep edilen ve müzekkere yazılacak yerler önceden belirtilmesinde fayda olacaktır.
Nafaka Artırım Davası Ne Zaman Açılır?
Tarafların nafaka artırım veya azaltma talebinde hukukumuzca herhangi biri zaman aşımı süresi bulunmadığı gibi hak düşürücü süre de söz konusu değildir. Nafaka verilmeye mahkeme tarafından son verilmediği müddetçe nafaka alacaklısı olan taraf değişen koşulların ve yine haklı sebeplerin bulunması durumlarında her zaman nafaka artırım davası açıp talebinde bulunabilecektir. Önemli olan başka bir husus da yine nafaka alacaklısının veya yükümlüsünün talebinin konusu olan ekonomik ya da sosyal durumun belirli bir zamana ya da döneme mahsus olmayıp bu durumun süreklilik arz etmesidir. Bahsedilen belirli süre veya dönemle kısıtlı hallerde nafaka artırım davası açılamayacaktır.
Nafaka artırım davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Davanın görüldüğü yargı çerçevesinde aile mahkemesi bulunmaması halinde ise davaya asliye hukuk mahkemeleri bakacaktır. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla davada görevli olur. Davanın görevli mahkemeden başka bir yere açılması hallerinde ise dava görevsizlikten dolayı reddedilecektir.
Nafaka artırım davasında yer yönünden yetkili mahkeme, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 177. maddesinde de belirtildiği üzere;
“Madde 177– Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. “
Şeklinde düzenlenmiştir. Nafaka artırım davası, alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılmadığı taktirde dava şartı oluşmayacağından yetkisizlik itirazında bulunulabilecektir. Bu halde ise dava süreci mecburen uzayacaktır.
Nafaka Artırım Davası Kaç Duruşma Sürer?
Nafaka artırım davası basit yargılama usulüne tabi bir dava türüdür. Basit yargılama usulüne göre yürütülen davalarda taraflar davanın dilekçeler aşamasında sadece birer dilekçe sunmaktadır. Böylelikle basit usule tabi davalarda yargılama diğer davalara nazaran daha kısa sürmekte, hâkim kararını daha hızlı şekilde verebilmektedir. Öyle ki davayla ilgilenen mahkeme eğer kendisine sunulmuş olan celbi ve delilleri yeterli gördüğü durumlarda duruşma yapmadan sadece dosya üzerinden karar verebilmektedir. Mahkeme duruşma yapma kararı vermesi halinde dahi dava en fazla iki ya da üç duruşma sürmektedir.